Translate

27 Kasım 2013 Çarşamba

Çizimlerim

Hobilerimden biri resim çizmek. Çok yetenekliyim diyemem. Hala çalışıyorum. Ama bir iki tane resmi sizinle paylaşacak kadar iyi bir seviyeye geldiğimi düşündüm ve yayınlamaya karar verdim.
Bu kediciği manga çizim kitabından bakarak yaptım. Ne yazıkki resimlerimin çoğu ile aynı kaderi paylaşıyor. Yarım bıraktım.

Bu kızı çizme ama cım basit çizgilerle iyi resimler yapmaya çalışmaktı. Sonra saç çalışmasına döndü. 


Bu da ilk manga sayfam. Bunu hala çiziyorum. Sadece ara verdim. Asıl sayfayı yada mangayı söylemem. Çünkü pek benzemedi.


Bu da en sevdiklerimden biri. Buda manga kitabından alıntı.

Şimdilik bu kadar. Belki daha sonra yenileri eklerim :)

-Mim- (Yine, Yeniden, Aynı Kişi Tarafından)

Sam yeli tarafından mimlendim yine. Bu sefer olaya biraz hakimim ama :)

Hayatınızda hiç mucize olarak nitelendirebileceğiniz bir olay yaşadınız mı?
Evet yaşadım. Yani aslında mucize de denir mi bilmem. Mesela
Geçenlerde elime kaynar su döktüm ama hiç birşey olmadı.
Rüyamda çapraz binada küçük bir yangın çıktığını gördüm. O gün çaprazdaki okul yandı.
Bazen istediğim şey söylediğim an gerçekleşebiliyor. Yada istemediğim şey bir şekilde olmuyor. vs. vs.

Almayı düşünüpte alamadığınız ne var ?
Çok şükür yok. Yani almayı isteyip te almadığım yada zamanını beklediğim şeyler var sadece.
Ehliyet alacak yaşa gelene kadar beklediğim mini cooper, sınavların hepsinden 80 ve üzeri not alırsam alacağımı söylediğim poloroid kamera ve hala karar veremediğim için alamadığim bir galaxy note 3 var.

Kıyafet konusunda takıntılarınız var mı ?
Olmamı ? Herşeyde olduğu gibi kıyafetler hakkında da takıntım var. 
Hepsi uyumlu olmalı mesela. Hem güzel olmalı hemde kişiliğimi tanımlamalı. (aynada gördüğüm kişi ben olmadıktan sonra güzel olmasının ne anlamı var)

Nefret ettiğiniz huylar ve insanlar ?
Sürekli nefret ettiği huy ve insanlardan bahsedenler :D
Şaka değil. Sürekli "Şunu sevmem, bundan nefret ederim." Banane ?! :D

Sizi en net tanımlayan kelime ?
'Dengesiz' sözlükte bu kelimenin karşısında adım yazmalı :D

Hayata yeniden gelme şansınız olsa hangi ülkede doğardınız ?
Türkiye. Evet, yabancıları daha çok severim, sık sık türkleri de söverim, ilk fırsatta yurt dışına kaçmak istiyorum ama türk olmaktan gurur duyuyorum. Sadece şimdiki türklerle gurur duyamıyorum. Yoksa ilk zamanlara kadar türkler, osmanlı vs. diğer atalarım sürekli övündüğüm birşey.

Tek başına insan keyiflenmek için ne yapabilir ?
Dizi izler, kitap okur, resim çizer, hikaye yazar... 

Nikah masasında evleneceğiniz kişiden 'Hayır' cevabı alsanız ne yapardınız ?
Şükrederim. Böyle bir öküzle evlenebilirdim de değil mi ? Zaten bir insanla hayatı paylaşacak tipte biri değilim ben. Sonum ya huzur evi ya 25 kedili çöp ev :D (Allah korusun!)

İnsan kaderini mi yazar , kaderini mi yazar ?
Soru mu yanlış bana mı öyle geldi? Neyse anladığım kadarıyka cevabım:
Kader yanlış anlaşılıyor. Kader ne değiştirebileceğim birşey ne de beni yönetebilecek birşey.
Benim özgür iradem çevresinde gerçekleşen Allahü tealanın kararlaştırdığı birşey. Geleceği gören bir yaratıcı zaten benim vereceğim tepkilere göre şeyler çıkarıyor karşıma. Yani benim düşüncem bu.

Aklınıza gelen ilk ingilizce kelime ?
Sacrifice. Fedakarlık yada kurban (aynı gibi anlamı.) Neden aklıma bu geldi bilmem :D

İnternette sahip olduğunuz ilk nickname ?
Sanırım bu. Yani dizikolik.

Ve bu da bitti. Bu ilkinden daha eğlenceli oldu. Kendimi röportaj veriyormuş, önemli biriymiş gibi hissettim :D Acaba bunları okuyanlar ne düşünüyor ?
Bende bu mimi yeni blogger elifkutgun aayolluyorum

26 Kasım 2013 Salı

Vampire Boy/ Koishite Akuma

Ülke: Japonya
Türçe adı: Vampir çocuk yada Aşık iblis
Bölüm sayısı: 10
Tür:Fantastik, Romantik
Yıl: 2009
Konu: Kuromiya Luka bir vampirdir ama tamamen ölümsüz bir vampir olamak için yapması gerekenler vardır. Aksi taktirde yok olacak yani ölecektir.
Yapması gereken hoşlandığı bir kız bulup onun kanını içmektir. Bunun için insanların dünyasına gelir ve normal bir genç gibi okula gitmeye başlar.
Bir süre sonra aradığını bulur. Ama yinede büyük bir sorun vardır.
Kuromiya insanlardan nefret etmekte ve kan içmeyi sevmemektedir.
Benim dizi hakkındaki görüşüm: Dizi favorilerim arasında. Ölmeden önce izlenmesi gereken türden. Böyle düşünme sebebim belkide son bölümdür. Hala etkisindeyim. (izleyeli çook uzun süre oldu) Konu orjinal. Başroller sevimli. Oyunculuk çok iyi değil ama yinede idare eder.
Bu arada Dizide çocuğun yaşadığı ailenin gyoza dükkanı var. (bir tür japon mantısı)
Dizi boyunca tadını bilmediğim gyozayı bu kadar yemek istememin sebebi çok ballandıra ballandıra anlatmaları.
Daha önce yiyen var mı ? Tadı nasıl ?
(Yine konudan saptım. En iyisi kalkıp birşeyler yiyeyim -.-)

24 Kasım 2013 Pazar

F.T Island 지독하게 (Severely)

Bu seferki ağlatan klibimiz Ft island tan. İlk zamanlarımlarımdan bir şarkı. Bu klibi ilk izlediğim ne ağlamıştım. Hala da duygulanırım izledikçe. 
Kilisede başlıyor hikaye. Hong starımız muhteşem ojeli elleriyle bir fotoğraf tutuyor. (ölmüş kızın fotoğrafı)
Onun ağlamasıyla ağlayacak kıvama geliyoruz zaten. 
Sonra kiliseden ayrılıyor. Dışarı çıkarken kızın birine çarpıyor ve hemen özür dileyip eğiliyor. (saygılı çocuk tabi) Kafayı kaldırınca birde ne görsün. Az önce cenazesinden çıktı kız. 
Nasıl olduysa sincabımız bir hafta geriye gitmiş. (Sevdiği kızla geçireceği bir hafta daha.) Hemen kıza sarılıyor. Kız daha bunu tanımadığı için şaşırıyor tabi. Sonra birşeyler birşeyler oluyor bunlar birlikte gezmeye falan başlıyor. Hong ki herşeyi biliyor hem kız hakkında hemde dünya. Bu fırsatı değerlendirip tam yağmur yağdığı an şemsiye açmak gibi şeyler yapıp kızı şaşırtıyor.
Mutluken zaman çabuk geçer. Zaman azaldıkça 'sevdiğinle geçirebileceğin bir hafata daha' 'sevdiğinle geçirdiğin son hafta' ya dönüşüyor.
Takvimde bir bir günler işaretleniyor ve Hong ki panik yapmaya başlıyor. Herşeyi kıza anlatmaya çalışıyor ama kız ona inanmadığı gibi birde kovuyor.
Devamı klipte...


İzleyip bir güzel ağladınız mı ? Şimdi sıra takıldığım noktada. Bu kız salak mı öleceksin denildiği halde kulaklık takıp karşıdan karşıya geçiyor. Hong ki yavrucum sen niye kızın önüne atlıyorsun bırak ölsün !! Bu kız vicdan azabından çok yaşamaz zaten.

20 Kasım 2013 Çarşamba

Bleach İlk 5 Kitap

Biliyormusunuz türkçe çevrilmiş mangalar satılıyor.
Gerekli şeyler diye bir yayın evi çok sevilen mangaları yayınlamaya başlamış.
6-7 tane seri gördüm şimdiye kadar. İki tanesini de satın alıyorum yeni bölümler geldikçe.
Bunlardan biri de Bleach.

Geçen gün yenisinin çıktığını gördüm ve hemen aldım.
Evet belki kitaplar biraz pahalı ve internetten bedava da okuyabilirim. Yinede salak gibi para ödüyorum falan. Öyle değil işte. Bunu istediğim zaman elektirik olmasa da dışarıda olsam da okuyabilirim. Ayrıca kitap olarak okumak ayrı bir zevkli.

P.S: Kitapların tanesi 12 tl

17 Kasım 2013 Pazar

T.O.P'nin Yeni Klibi 'Doom Dada'

Ayın 15'inde T.o.p'nin yeni klibi yayınlandı. Bu adam siyah beyaz klip çekmeyi seviyor.
Klip biraz ilginç. Bigbang'ten beklendiği gibi birşey.
Ama yinede başta maymunları görünce şaşırdım.
Klipteki en tuhaf şey onlar değildi ne yazık ki. Dev bir mikrofon, koşan iskeletler, zebra, koca kafalı tuhaf bir bebek, ceylan, motor üstünde dans eden T.o.p ve karnıbahar vardı.
Gerçekten farklı duygular içinde izledim klibi.
Belki bir ihtimal ilk izlediğinizde beğenmeyebilirsiniz. Ama iki kere daha izleyin derim. Beğeneceksiniz (sübniminal'in etkileri)
Gelelim T.o.p 'ın tuhaf hareketlerine. Herşeyi boşverin ve motor üzerindeki dansı izleyin. Gerçekten komik.
Yinede siyah beyazken çok seksi oluyor. Bu da yetmezmiş gibi birde vampir olmuş. (Bizi öldürmeye çalışıyor)
Ayrıca bu klip sayesinde T.o.p'nin bıyıkla bile müşhiş görüneceğini de öğrenmiş olduk.

Klip:
 
Doom dada dida
İlk izlediğimde acayip güldüm (biraz hüzünlüydü ama) 'YG ne yaptırıyor bunlara ?' dedim.
Bigbang git gide kafayı yiyiyor galiba. (Bunun kötü olduğunu söylemedim)
Hepsi solo albüm yaptı yine. Sıra Daesung'ta
Solo albümler iyi hoş ta dikkat edin dağılmasın gurup. Birlikte daha iyisiniz siz !

15 Kasım 2013 Cuma

Super Seisyun Brothers


Yepyeni kısacık bir anime. Bölümler 3-4 dakika.
Öyle anime mi olur demeyin. Gerçekten eğlenceli.
 Şimdiye kadar sadece 6 bölümü türkçeye çevirildi. 
İngilizce olarak 9 bölüm var. 
Günlük hayattan kesitler olan bir anime. İkiz kardeşler ve onların 'sıradan' hayatı.
Mavi saçlı olanlar (Saito kardeşler) sessiz, içine kapalı, fazla arkadaşı olmayan ve bir parça da gizemli karakterler.
Sarışın olanlarsa (Shinmoto kardeşler) tam tersi. Neşeli, eğlenceli ve açık sözlü.
Animeyi bu kadar sevme sebebim sadece güzel ve eğlenceli olması değil. Sarışın kız karakterde kendimi bulmuş olmam. Gerçekten benzerlik var. (Tip olarak değil.)
O da mangaka olmak istiyor. O da dondurmayı seviyor, kendine aşık, kendisinden güzel birini görünce kıskanıyor, ayna karşısında zaman geçiriyor vs. vs.
Seride aşk ta var elbet. Yani olacak gibi.
Son olarak ta 7.bölümden bir replik. (Bunu yapmak saatlerimi aldı :'( )


14 Kasım 2013 Perşembe

To The Beautiful You vs Hana Kimi


Hangisi daha güzel ? Romantik komedi, başrolüne hayran olunası To the beautiful you mu yoksa gülerken evdekileri uyandıracak kadar komik, Nakatsu ve Kagurazaka gibi sevimli rollere sahip Hanazakari no kimitachi e mi ?
Benim favorim Hana kimi. İlk çekilen de o. Başta kore versiyonu olmasının sebebi onun daha çok bilinmesi. (Daha japon dizileri k-dramalara yetişemedi)
Kore versiyonu 3 karakteri anlatıyor genel olarak (klasik aşk ücgeni) Bu yüzden diğer oyuncular akılda kalmıyor. (Bi Eun Gyeol un oda arkadaşı kalmış bende)
Hatta 3. sırada duranı Exo dan Kai ye benzettim de 'bu dizide oynadı mı ki ?' dedim.
(Sahi ben mi hata yapıyorum yoksa gerçekten o mu ? [çok sonra farkettim baya baya exo oynuyor)
Hana kimi bütün karakterleri göz önünde tutuyor.
Örneğin Nanba. Tartışmasız dizideki en yakışıklı karakter. Gerçek adı Mizushima Hiro.
Diğer bir yakışıklı Kagurazaka. (İlk gördüğümde 'apaçi bu ya' dediğim doğrudur. Pişmanım) Gerçek adı Yuu Shirota. Dedesi mi ne fransız. O yüzden japona benzemiyor.
To the beautiful you da başrol (Choi min ho) yakışıklı ve sevimli. Her ne kadar ikinci karaktere üzülsek te yine de çok sorun etmiyotuz.
Hana kimi de başrol (Oguri Shun) o kadar sempatik değil. 'Lütfen gülümseme' diye yalvarmışlığım var. Kızımız Nakatsu değil de Sano yu seçince kahroldum tabi.
Dizinin diğer bir adı İkemen paradise (Yakışıklılar cenneti.) iken neden başrol bu ?
Neyse. Kısaca bahsettim ikisinden de. İzleyin ve hangisinin daha iyi olduğuna siz karar verin.

12 Kasım 2013 Salı

Bigbang Telefon Kabı (Handmade)

Bilgisayarım hala bozuk. Ama tabletten resim ekleyebiliyorum artık. (Yaşasın !)
Biraz uzun yoldan oluyor ama buna da şükür :)

Bigbang telefon kabı. Ben yaptım. Çizim, yapıştırma hepsini.
Çok güzel değil farkındayım. Ama başka yerden bulmam da imkansız. Bende sıvadım kolları ve T.o.p ın chibisini yaptım. (Ne kadar da benzedi :p)
Şimdilerde telefonum bozulmaya başladı ve yeniden yapmaya üşendiğim için yeni telefon istemiyorum :D

10 Kasım 2013 Pazar

K-fan Virüsü

Asya (Genellikle Güney Kore) sevgisinin zombi virüsü gibi yayıldığını farkettim.
Birileri bir şekilde belki trt den belki başka yerlerden farkediyor bunları. Normal hayatlarına devam ederken sinsi sinsi yayılıyor hayranlık ve bir gün k-fan olarak uyanıyorlar.
Sadece kendi dönüşmeleri yetmiyor tabi. Yakınlarındaki insanlarada anlata anlata anlata yaıyorlar virüsü. (Bende arkadaş kurbanıyım ve iki kurbanım var.) Bazıları sonradan j-fan a da dönüşebiliyorlar.
Bilinçsiz bir şekilde dizi ve müziklerle beslenerek uzun süre hatta kalabilirler.
Ama asıl besinleri 'Oppa'
Birtanesi farkedildi mi kaçışı yok. K-fanlar "oppa oppa..." diye takılıyorlar peşine.

Yavaş olsakta korkutucu ve azimliyiz ! 
Türkiyeye çok oppa/nuna getirdik ve getirmeye devam edeceğiz..

1 Kasım 2013 Cuma

Lee Seung Gi İstanbulda T_T

Lee Seung Gi program çekimi için Hırvatistan a giderken İstanbuldan aktarma yapıyor.
Bu haberi alır almaz Music Bank te olduğu gibi bir mutlu bir hayattan bezmiş dolanmaya başladım. Onunla karşılaşma hayalleri falan kurdum. Ve bir plan yaptım.
O gün turistlerin kesinlikle atlamayacağı bir yere gidip bütün gün gezecektim. 
 Fotoğraf imza bile istemiyorum sadece korece 'Seung gi merhaba, hoşgeldin.' desem yeterdi.
Neyse yine de olumlu bakmak gerek. Seung Gi ile aynı şehirdeyiz. O İstanbulda bir yerde belki oturuyor, yemek yiyiyor veya uyuyor ♥ 
Biz böyle oturup ağlarken Seung gi miz birilerine yol sormuş.
Bende tarihleri karıştırmasam belki orda ben olacaktım :'(
Aptallığım la kaldım işte böyle.
Yine de hala burada. Belki yine gezer. Hadi turistik bir yere gidip gelmesi için dua edelim :D
Sultanahmete gitmiş olmalı başka bir yer seçin