Translate

3 Haziran 2014 Salı

Starry Night (Bölüm 24)

"Odun ?"  Yıldız hiç düşünmeden yanıt vermişti. Yong Hwa birden sorunca o da aklındaki ilk şeyi söylemişti.

"O ne demek ?"
Evet, Yıldız düşünmeden yanıt vermiş ve Türkçe konuşmuştu. Meteyle bir süre türkçe konuşunca Korece de hatalar yapmaya başlamasının böyle iyi sonuçlanacağı aklına dahi gelmemişti.

"Odun Türkçe bir tabir. Korece de karşılığı yok yada ben bilmiyorum. Jong Hyun gibi insanlar için kullanırız."
Aslında yalan söylememesine rağmen Yıldız kendini kötü hissetmişti. Çünkü eğer üyelerden biri 'Hangi huyu 'odun' olmasına sebep oluyor ?' deseydi yalan söylemek zorunda kalacaktı.

Ne diyebilirdi ? 'Yakışıklı insanlara deriz.' ? Bu gerçekten mantıksız! Veya 'Bir olay olduğunda yerinden kımıldamayan insanlara deriz.'
Evet bu olabilirdi. Hem gerçeklik payı var hemde hakaret olarak algılanmazdı. Ama yıne de Yıldız yalan söylüyormuş gibi hissediyordu.

Neyseki Jong Hyun geldi ve konu kapandı.
"Hyung, fotoğrafçı senin sıranın geldiğini söyledi."

"Ah tamam gidiyorum." Yong Hwa Yıldıza döndü "Seninle tekrar konuşacağız. Sakın bir yere ayrılma."

Yıldız yüzünde hafif bir gülümseme, kafası ile onayladı.
Yong Hwa onunda konuşmak istiyordu. Bu bir rüya mıydı ?

Yıldız bir yıl öncesine geri dönmüş gibiydi.
İçine BigBang, F.T İsland, Nu'est ve diğer sevdiği gurupların tüm üyelerini sığdırdığı o ayran gönlüyle avare avare Kore sokaklarında gezdiği ilk günleri hatırladı.
'Bu gerçek! Sen rüya görmüyorsun Yıldız' diye defalarca tekrarlamak zorunda kalmıştı.

İlk haftasında BigBang üyelerini olabildiğince yakından gördüğü, sesi kısılana kadar çığlık attığı o günkü gibi çarpıyordu kalbi.

Evet o sadece bir hayrandı. Ama en şanslısıydı.

Yong Hwa yı bu kadar sevmesine rağmen neden gurubu bilmediğini düşündü. Belli ki diğer üyeler ilgisini çekmemişti.

Yıldızın Yong Hwa ya oyulup gülümseme eklenmiş balkabakları gibi baktığını gören Jong Hyun daha da sinirlenmişti. Hiç şüphesi kalmamıştı artık. Yıldız bir sasaeng fandı!

Jong Hyun bunu diğer üyelere de kanıtlamalıydı.

"Merhaba Yıldız. Demin olan her şeyi gördüm. Şimdi iyi misin ?"
Jong Hyun neden 'her şeyi' derken bastırarak konuşmuştu ? Yoksa..

"Evet, çok daha iyiyim teşekkürler."

"Aslında düşmek işine yaramış gibi. Baksana Yong Hwa ile iyi anlaşıyorsun."

"Şey.." dedi Yıldız mahçup bir şekilde kafasını kaşırken. "Sanırım evet. Bir aralar Yong Hwa nın fanıydım."

Jong Hyun bir şeyler yakalamıştı sonunda.
"Daha önce boice olmadığını hatta bizi tanımadığını söylemiştin. Yalan mıydı yoksa?"

'Bu adamın derdi ne?' diye söylendi Yıldız kimsenin duyamayacağı kadar kısık sesle.
"Ben 'sizi' tanımıyorum dedim. Ve sadece Yong Hwa nın fanıydım. Gerçi şu sıralar kimsenin fanı değilim."

İşler pek Jong Hyun un istediği gibi gitmiyordu. Nedenini anlayamasa da diğer üyeler Yıldıza karşı nazik ve ilgiliydi.

Jung Shin merakla sordu.
"Neden artık bir fan değilsin ?"
Aynı soruyu Yıldız da defalarca sormuştu.  En sonunda bulduğu cevap gerçekçi ve acıydı.

"Türkiyede buradan bir gurubun fanı olunca hayallerin oluyor. Önce senin ülkenden bahsetmelerini, sonra konsere gelmelerini, hatta koreye onların konserine gelmek istiyorsun. Yada onları yolda görme ihtimalin olan ülkede yaşamak... Bu hayallerle yaşayıp mutlu oluyorsun.
Oradayken uzaklık çok sorun olmuyor çünkü asyanın öbür ucu. Ama buraya geldiğinde de uzaklığın değişmediğini görüyorsun. Onlar hala sana Türkiyenin koreye olduğu kadar uzaklar. Aynı haritada olmanız bir şeyi değiştirmiyor.
Konsere gittiğinde ise o gürültülü kalabalığın bir parçasısın sadece.
Fan olmak güzel bir rüya. Bense o rüyadan aylar önce uyandım." Yıldız gülümsedi ve etrafına bakında. "Her ne kadar burada bir gurupla rahat rahat konuşabiliyor olsam da."

Mika bu konuşmayı daha önce bir kez dinlemişti. Bu yüzden bir tepki göstermedi ama üyeler Yıldızın konuşmasından etkilenmişti. Jong Hyunun sa kafası karışmıştı.
Yıldızın ne olduğunu anlamıyordu. Eğer sasaeng değil se neden öyle davrandı ? Eğer az öncekiler yalansa nasıl bu kadar gerçek oynadı ?

Jong Hyun aniden ayağa fırladı ve Yıldızı kolundan tutup sessiz bir yere sürükledi.
Jung Shin, Min Hyuk ve Mika öylece baka kalmışlardı.

Yıldız sert bir hamle ile kolunu Jong Hyun dan kurtardı.
Daha önce düşmenin etkisi ile incinen ayağı şimdi kalbi ordaymışcasına zonkluyor ve Yıldızın dişlerini çatlatacak kadar sıkmasına sebep oluyordu.
Sonunda Jong Hyuna bağırabilmek için azını açana kadar öylece acsının geçmesini bekledi.

"SEN NE YAPTIĞINI SANIYORSUN ?!"

"Asıl sen ne yaptığını sanıyorsun ?" Yıldızın aksine Jong Hyunun sesi sakindi. "Hiç kimsenin fanı olmadığını söyleyen güzel bir konuşma yaptın. Ama inandırıcı değildi. Yong Hwa hyunun sasaeng fanısın değil mi ? Seni kendini yaralarken gördüm."

"NE SASAE.. dur bir dakika. Gördün mü ?"

"Evet, çok net bir şekilde. Şimdi ben soruyorken o kafandan geçenleri itiraf et ki bende diğerlerine söylemeden konuyu kapatayım."

Bu kötü olmuştu. Neden yakalandığı kişi o olmak zorundaydı ki sanki ?
Ne diyebilirdi Yıldız bu durumdan kurtulmak için ? 'Sandalyelerin sağlam olup olmadığını kontrol ediyordum.' veya daha da saçmalayıp bunun hobisi olduğundan bahsedebilirdi. Yada sadece gerçeği söylerdi. Ama Jong Hyun ona inanır mıydı ki ?

Hobisi olduğunu söylese daha çok şansı olacağını düşündü Yıldız.

"Ben sasaeng değilim. Pekala sonucun o kadar acı verici olduğunu tahmin etmeden sandalyelere koştuğum doğru. Ama amacım kendimi size sevimli göstermek falan değildi. Saçma da olsa bir sebebi olduğu da doğru. Ama şu an sadece geri dönüp oturmak istiyorum."

Yıldız geri dönecekti ama Jong Hyun onu kolundan tuttu.

"Bana olanların 'doğrusunu' anlatana kadar hiç bir yere gidemezsin."

Yıldız Jong Hyundan kurtulmaya çalıştı ama başaramadı. Jong Hyunun gözlerine baktığında kararlığını gördü. Bir cevap istiyordu. Haklı olarak tabi.

Yıldız da kendince haklıydı. Bir yere gidemeyeceğini anlayınca kendini yere bıraktı.
Jong Hyun hala onun kolundan tutuyordu ve şaşırmıştı.

"Bende çekim bitene kadar burada otururum öyleyse."

Jong Hyun Yıldızın kolunu çekiştirdi.
"Hiç komik değil. Hadi ayağa kalk."

Yıldız gülümsedi.
"Üzgüm ama imkansız. Sen beni buraya sürüklediğinde ayağımın durumu kötüleşti."

Jong Hyun başta inanıp inanmamakta tereddüt etti ama Yıldızın gülümsemesinin altındaki acı gerçekçi görünüyordu. Ve bu onun suçuydu.

Jong Hyun etrafına bakındı ve kafasını kaşıdı.
"Pekala elini uzat. Geri dönüyoruz. Kalkmana yardım edeyim."

Yıldız başta tereddüt etse de sonunda elini uzattı ama ayağa kalkmasıyla geri düşmesi bir oldu.

Başka çaresi kalmamıştı. Jong Hyun bir kolunu Yıldızın sırtına dayadı ve diğer koluyla bacaklarının altından tutup havaya kaldırdı.

"Hey! Hemen beni yere bırak!"

"Bende memnun değilim bundan. Şimdi fazla hareket etme. Zaten ağırsın."

Yıldız azını açtı ama bir şey söylemeden tekrar kapattı. Ne diyebilirdi ki ? Sesiz sessiz durmaktan başka çaresi yoktu.

Jong Hyun Yıldızı tekrar oturduğu yere taşıp oturtana kadar bir iki kişinin bakışlarını üzerinde hissetti Yıldız.
Yanlarından geçenler bakıyordu sadece ama sanki bütün bir set gibi hissettiriyodu.

Sonunda Jong Hyun onu bıraktı ve ortadan kayboldu. Yıldız onu toplu çekimler başlaya kadar görmedi.

Jong Hyun.. Bu çocukta farklı bir şeyler var gibi. Diğerlerinden çok farklı.

6 yorum:

  1. haayyıııığğrr bitemez, bu bölüm bitemez, olaylar kısa sürdü, kabul etmiyorum. imdaaattt :) :)

    "Yıldızın Yong Hwa ya oyulup gülümseme eklenmiş balkabakları gibi baktığını gören Jong Hyun daha da sinirlenmişti."
    ah canııımmm sinirlenirmişte guduuu :) güzel benzetme :)

    "Jung Shin, Min Hyuk ve Mika öylece baka kalmışlardı."
    bende bakakaldım :)

    "Bana olanların 'doğrusunu' anlatana kadar hiç bir yere gidemezsin."
    ben olsam gitmek istemezdim hep orda kalayım isterdim heheheh :D

    "Jong Hyun bir kolunu Yıldızın sırtına dayadı ve diğer koluyla bacaklarının altından tutup havaya kaldırdı."
    okurken verdiğim tepkiyi görmediğin iyi olmuş, gözümün önünde canlandı o sahne <3 :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Senin tepkilerini çok seviyorum !! :D

      Sinirlenecek tabi :D Hyung unu koruyor :P :D

      Hiç sorma bende beklemiyordum öyle birşey :D Birden oluverdi :D :D
      Sizin okurken yaşadığını yaşıyorum bende yazarken. Sözde 'şunu şunu yazarım' diyorum ama kalemi bıraktığımda ortaya çıkan şeyin önceki fikirden bağımsız olduğunu fark ediyorum :D

      Gitme zaten :D Eğlenceli olurdu :D

      Ama şimdi o tepkiyi görmek istiyorum !! :D

      Sil
    2. senin için yaptım. :)

      bazen böyle :))
      http://www.imagesturk.net/images/2014/06/07/huugc40b8.gif

      bazen de böyle ((:
      http://www.imagesturk.net/images/2014/06/07/hjg1bb58.gif

      Sil
    3. Giflerine daha önceden bakmıştım. Müthiş bir açıklama olmuş :D

      Sil
  2. fikir gelişiyor ondan değişiyor. :)
    ben kurgularken sevimli tepkiler verdiğimi düşünüyorum, Hanazakari'de Toma Ikuta'nın hareketleri gibi. :)

    uygun bir gif bulursam eklerim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sen gif yollamaya çekinme :D

      Bu arada Tome İkuta değil İkuta Toma :D Japonlarda soy isim başta yazılır ^^

      Sil