Translate

8 Mayıs 2014 Perşembe

Starry Night (Bölüm 20)

Jong Hyun karşısında Yıldızı görünce şaşırdı. Ardından rüyasını hatırlayıp ürperdi. Sabah erkenden yataktan fırlamasına sebep olan rüya gerçek miydi yani ?
Yıldızı görünce ne yapacağına emin olamadı. Ona selam verip 'Ne tesadüf ama.' mı demeliydi yoksa tanımıyormuş gibi mi davranmalıydı ?
Menajer oradaydı. Ve fotoğrafçı onlara nasıl tanıştıklarını sorabilirdi. Tanımıyormuş gibi davransa ve Yıldız onu tanıdığını belli ederse işler daha da karışabilirdi.
Belki de Yıldız fotoğrafçıya çoktan anlatmıştı her şeyi. Sahi o fotoğrafçı kimdi ? Dün cafe de gördüğü adam o muydu ?
Sonunda elini uzattı ve ingilizce kendini tanıttı.

"Merhaba, ben CnBlue dan Jong Hyun." Yıldız da yapmacık bir gülümseme ile elini sıktı.

"Korece biliyorum. Rahat konuşun lütfen." Jong Hyun Mika ya döndü ve Japonlar gibi selam verdi. Bu sefer korece konuştu.

"Merhaba. Umarım sizde Yıldız gibi Korece biliyorsunuzdur." Jong Hyun cümlesini bitirince donup kaldı. Az önce ne yaptım ben ! Hemen yanında duran menajere baktı. Birşey fark etmemiş gibiydi. Ardından Meteye döndü.
Mete Yıldızın kendini tanıtmamasına rağmen Jong Hyun un adını söylediğini fark etmişti.
Şüpheli bakışlarını Jong Hyun dan Yıldıza çevirdiğinde göz göze geldiler. Mete ona ne olduğunu sorarcasına bakarken Yıldız ister istemez gözlerini kaçırdı. Anlaşılan o da Jong Hyun un yaptığı hatayı fark etmişti.

Birden garip bir sessizlik oldu. Jong Hyun sessizlik biraz daha böyle devam ederse diğerlerinin de olayı anlayabileceğini düşündü.

"Tanıştığımıza göre çekime başlayalım isterseniz." Herkesten onay geldi ve en önde Mete en arkada Mika ve Yıldız ile çekimin yapılacağı asıl yere doğru yürümeye başladılar.
Mika hayranlıkla etrafa bakındı. Fanlar geçmesin diye kurulan demir bariyerin önü bomboştu. Ve arkadaki kalabalıkla tezat bir görüntü oluşturmuştu. Yürümeye devam edince fanlardan gelen çığlıkları duymak zorlaştı. Ama Mika hala bir iki cümle seçebiliyordu. 'Yong Hwa Seni seviorum!, Min Hyuk!!, Jung Shin benimle evlen!'
Yüzünde hain bir gülümseme belirdi genç kızın. Onlar bariyerin ardında kalırken Mika CnBlue üyelerinin arkasından yürüyordu. Geride kalan fanlardan tek farkı ise Yıldız ile arkadaş olabilmesiydi.
O arkadaşı için şükrederken çekimin yapılacağı yere gelmişlerdi. Her yerde kablolar, ışıklar ve kendi işleri ile uğraşan elemanlar vardı. Mika kendi etrafında döndü ve hayallerindeki manzaranın tadını çıkardı. Etrafta ondan başka fan görünmüyordu.

"Gerçekten büyük bir alanı kiralamışlar." O sırada Mikayı umursayan tek kişi Yıldızdı.

"Sponsorlar sağlam demekki."

"K-Pop dünyasında büyük paralar dönüyor." Yıldız Mikanın söylediği söze şaşırıp ona baktı.

"Bir kazancı hesaplamadığın kaldı. Türkleşiyorsun Mika"
Mete hemen arkasında iki adet sandalye taşıyan bir adam ile gelip kızların küçük sbpetini böldü.

"Oturup biraz dinlenin isterseniz. Bu arada, Yıldız mola verdiğimiz zaman seninle özel olarak konuşacağız." Yıldız ciddileşip kafası ile onayladı. Mete istediği cevabı alınca başka bir şey söylemeden işine döndü.

Kamerasını aldı ve az önce büyük pot kıran Jong Hyun a dikti bakışlarını. O kadar ki o sıra Jong Hyun Meteye bakmamasına rağmen bakışlarını hissedip ona döndü. Mete hiç çekinmeden Jong Hyun un gözlerinin içine bakmaya devam etti. Ardından kafasını çevirdi ve dikkat çekmek için ellerini çırptı.

"Artık hazırsak çekime başlayalım." Jong Hyun u gösterdi ve devam etti. "İlk olarak şu arkadaşın tek çekimleri ile başlayalım."

"Jong Hyun." dedi Metenin düşmanca tavrını fark eden genç adam. "Benim adım Jong Hyun."

"Tipleriniz belki değil ama isimleriniz birbirine çok benziyor. Sanırım şu iki arkadaşta da Jong vardı."

Setteki hava hemen değişmişti. Yong Hwa sesiz kalamadı.
"Benzemiyor. Benim adım Jung Yong Hwa. Onunki ise Lee Jung Shin. Başka Jong yok gurupta."

"Evet" dedi alaycı bir gülümseme ile Mete. "Dörtte iki Jung."

Menejer gergin ortamı dağıtmak için araya girdi.
"Evet, yabancılar bazen karıştırıyor isimleri. Neden bunu boşverip çekime başlamıyoruz."

Sonunda çekimlere başlandığında Min Hyuk sadece yanında oturan Yong Hwa ve Jung Shinin duyabileceği kadar kısık sesle konuştu.
"Şu fotoğrafçı gerçekten sinir bozucu. Koreye bizi aşşağılamak için falan mı geldi ?"

"Hayır." dedi Yong Hwa gözlerini kısmış Meteye bakarken. Ardından kenardan olayı endişe ile izleyen Yıldız ve Mikaya döndü. "Onunla daha önce anlaşma esnasında tanıştım. Böyle biri değildi. Şu kızla alakalı birşeyler var. Jong Hyun un kırdığı pot yüzünden olmalı."

Jung Shin oturduğu yerden gerindi. Uykusu varmış gibi görünüyordu.
"Siz de mi fark ettiniz ?"

"Fark etmeyen tek kişi menejerdi. Birde japon kız. Saf birine benziyor."

Min Hyuk gözleri inca çizgi halini alana kadar sırıttı.
"Ama sevimli." Jung Shin tekrar Mikaya baktı.

"Evet haklısın. Gerçekten sevimli."

Min Hyuk gözlerinin önüne düşen saçlarını havalı bir şekilde kafasını savurarak düzeltti.
"Ve guruptaki favorisi benim."

"Yong Hwa gibi konuştun." Jung Shin Yong Hwa yı taklit etmeye başladı. "*Benden hoşlanıyorsun değil mi? Hoşlanıyorsun!"

Yong Hwa dönüp Jung Shin e baktı.
"Hey! Ben hala buradayım."

Min Hyuk ta kahkaha attı.
"Hayır, onunla alakası yok. Telefon olayında Min Hyuk's lady olarak kayıtlı olduğunu öğrenmiştim."

"O zaman sana belli etmeden sürekli dönüp bakmasının sebebi tuhaf görünmen değil."

Min Hyuk bunu duyunca tekrar Mikaya döndü. O sırada Mika Min Hyuk a bakıyordu. Birden dönünce Mika şaşırdı ve gözleri kocaman açıldı. Bir an Min Hyukla göz göze geldikten sonra Jong Hyuna çekim esnasında zor zamanlar yaşatan Meteye döndü.
Mika o kadar aptal ve sevimli görünmüştü ki Jung Shin ve Min Hyuk ister istemez kahkaha attılar. Mika onların kahkahasını duyunca kıpkırmızı oldu. Dizilerdeki gibi soğuk ellerini heyecandan ısınmış yanaklarına koymak istiyordu ama daha da çok güleceklerinin farkındaydı. 'Ah! Ne yapmalıyım?!'

Mika tam yanında oturmuş bunları yaşarken Yıldız hiç birşey fark etmedi. Onun aklı Jong Hyun ve Mete de kalmıştı.
Mete neden Jong Hyun a pislik gibi davranmaya başlamıştı ? Aralarında bir tartışma geçtiğni falan düşünüp ağabilik mi yapıyordu ? Peki neden Jong Hyun sık sık Yıldız a bakıyordu ? Neden bakışları her zamankinden farklıydı ? Sanki Yıldıza kırgındı. Belkide durup dururken karşısına çıkıp çekimi mahfettiği içindi.
Her ne olduysa Yıldızın kendini mahçup hissetmesine sebep olmuştu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder